ozel8ozlem Annenin Doğum Hikayesi

Herşey yıllar önce başlamıştı aslında. Üniversite yıllarında başlayan bir aşk, mutlu bir evlilik ve evliliğimizi taçlandıracak bebek kararımız. Bu kararı almam

Doğum Boyu: 51cm
Doğum Kilosu: 3354gr
Doğum Tipi: Normal
Hastane: ACIBADEM-BAKIRKOY
Herşey yıllar önce başlamıştı aslında. Üniversite yıllarında başlayan bir aşk, mutlu bir evlilik ve evliliğimizi taçlandıracak bebek kararımız. Bu kararı almamızla oğlumuzun da gelmeye karar vermesi aynı zamana denk geliyor.

İlk doktor randevumuz 21 Mart günüydü, yıllardır rutin kontrol için gittiğim doktorum Gül hanım beni görür görmez hamile olduğumu anlamıştı. Eşimde bende o kadar heyecanlıydık ki sanırım halimizden anlaşılıyordu. Hamile kalmadan önce o kadar çok okuyup araştırma yapmıştım ki doktorum daha ilk kontrolde bilgilendirme yapmaktan vazgeçmişti.8.haftadan sonra heyecanım yerini, mide bulantılarına ve bol lavabo ziyaretlerine bıraktı. Hiç bir kokuya tahammül edemiyor, hiçbir şey yiyemiyordum sadece haşlanmış patates ve erik yiyebiliyordum. Ama onlarında midem de kalış süreleri çok fazla uzun olmuyordu. Altıncı aydan sonra bu duruma mide yanmaları ve karnım büyüdüğü için uyku problemleri de eklenince hamilelik benim için çekilmez bir hal almıştı.

Diğer taraftan da doğum korkusu vardı içimde etrafımda annem ve kayınvalidem dışında normal doğum yapan, tavsiye eden ve anlatan hiç kimse yoktu. Hatta sezaryen doğumu tavsiye edenler bile vardı. Herkes farklı şeyler anlatıyordu ve benim aklım çok karışmıştı. Bir dönem hormonların da etkisi ile ağlama nöbetleri geçirmeye başlamıştım. Ben karar vermek istemiyordum sadece sağlık bir şekilde bebeğime kavuşmak istiyordum. Bu yüzden normal mi, sezaryen mi, diye hiç düşünmemeye karar verdim. Sadece bebeğimi ve ona kavuşacağım anı hayal etmeye başladım.39.haftanın sonundaki rutin kontrolümüzde doktorum her şeyin yolunda olduğunu bundan sonra yapacağımız tek şeyin beklemek olduğunu söyledi. Bende o gün ilginç bir şekilde rahat hissediyordum kendimi ağlamıyordum da doktordan çıkıp annemlerle beraber sahile indik, dolaştık. Oldukça keyifli bir gündü. Aslında bu kadar zor geçen hamileliğimin son günü olduğu için bu kadar keyif almışım diye düşünüyorum şimdi.

O gün eve döndükten sonra yavaş yavaş başlayan kasılmalarım akşama doğru iyice artmaya başlamıştı. Doğumun yaklaştığını hissediyordum ama erkenden de hastaneye gitmek istemiyordum. Niyetim geceyi evde geçirip sabah hastaneye gitmekti. Belimin altına yastık koyup uyumayı denedim olmadı. Bu arada eşimin bir elinde kağıt diğer elinde kalem kasılmaların sıklığını not ediyordu. Gece saat 03:30 civarında sancılarım daha da sıklaşınca hastaneye gitmeye karar verdik. Eşim doktorumu ararken bende duşumu alıp hazırlandım. Annemle babam da bizde olduğu için hep beraber hastane yoluna koyulduk. Yol boyunca gelen kasılmalar ve benim inlemelerim eşliğinde annemin doğum hikayesini, babamın annemi hastaneye zor zahmet yetiştirişini dinlerken hastaneye nasıl geldiğimizi anlamadım.

Yatış işlemlerinin ardından NST’ye bağladım ardından ilk muayene ve açıklık 5cm.O sırada doktorum henüz hastaneye ulaşmadığı için ebe tarafından ilk vajinal muayene sonrası hiç istememe rağmen vajinal muayenenin verdiği rahatsızlıktan dolayı epidural takılmasına karar verdim. Epidural takılırken hareket etmemem gerekiyordu ama gelen sancılardan dolayı hareketsiz kalmam çok mümkün olmuyordu. Hemşire eşime omuzlarımdan tutmasını söyledi. Eşim omuzlarımdan tutarken iki sancı arasında apar topar epidural takıldı.

Gelen sancıları daha az hissedeceğimi umarak beklemeye başladım. Sağ ayağım uyuşmuştu ama sol tarafımdan gelen kasılmaları tüm şiddetiyle hissediyordum. Bir ara gözlerimi kapatıp bebeğimin sağlıklı doğması için dua etmeye başladım. Bu şekilde ne kadar beklediğimi hatırlamıyorum saat 8 buçuk civarı yapılan son kontrolde doktorum yeterli açıklığa ulaşıldığını artık doğumhaneye geçmemiz gerektiğini söyledi. Oğluma kavuşmama çok az vakit kalmıştı. Bütün korkularım yerini heyecana bırakmıştı. Bu arada benimle ilgilenen ebe ve hemşirelerin ikisi de hamile olunca keyifli bir doğumhane ortamı oluştu.

Sevgili doktorum gerekli açıklamaları bir kez daha tekrarladıktan sonra ıkınma faslına geçebilmek için yeni bir sancının gelmesini bekledik. İlk ıkınmada doktorum gayet iyi olduğumu ikincisinde daha güçlü olmamı istedi. İkinci, üçüncü derken doktorumun sevinç çığlıkları arasında oğlumu çıkarıp göğsüme koydu. Tarifsiz bir duyguydu.

21 Kasım 2011 Pazar sabahı saat 09:02’ de bembeyaz teni ve küçücük elleriyle oğlum kollarımdaydı 3354 gr ağırlığında 51cm boyunda sağlıklı bir bebekti.

Öylesine zor geçen bir hamilelikten sonra hiç ummadığım kadar kolay ve epizyotomi gerektirmeyen bir doğumdu benimkisi. İlk etapta epidural almış olmak beni rahatsız etse de doğum anının ve doğumhanenin tadını çıkarabildiğim için mutluyum şimdi.
Tuna oğlan şimdi 1 yaşında. Evin içinde oradan oraya koşturan(yürümeyi sevmiyor da) her istediğini anlatabilen küçük bir adam oldu.

Evimizin neşesi, annesinin küçük prensi, canım oğlum iyi ki doğdun…