Doğum Boyu: 49 cm
Doğum Kilosu: 2.810 gr
Doğum Tipi: Normal
Hastane: konak hastanesi
Aslında bunu yazmak için çok geç kaldım. Şimdi tam dört aylıksın… Çok büyüdün çok hareketlisin, sürekli gezmek dolaşmak ve ilgi istiyorsun neyse gelelim doğum hikayemize…
27 Eylül günü doktor kontrolümüz vardı. Doktor zaten son birkaç haftadır oldukça aşağıya indiğini ve her an doğabileceğini söylüyordu. Beklenen doğum tarihin ise 6 Ekimdi. O gün doktora anneannenle gitmiştik çünkü baban okuldaydı. Doktor 3 cm açıklık olduğunu söyledi ve ben epidural almak istediğim için ‘yarına kadar 4 cm olur, epiduralle suni sancıyı beraber veririz hemen doğum yaparsın ‘ dedi. İkinci ihtimal olarak da eve gidecek ve sancılar geldiği zaman hastaneye gelecektim.
Doktorun yanından çıktığımda çok heyecanlıydım. Tabi aynı zamanda çok da korkmuştum. Karar verememiştim ne yapacağıma. Bu arada baban da bizi hastaneye almaya geldi. O da çok heyecanlandı. Beraber anneannenlere gittik . O akşam amcanlara yemeğe gidecektik. Saat erken olduğu için bi şeyler yiyip biraz da yürüyüşe çıktık. Yürürken kasıklarıma doğru şiddetli bir ağrı geldi, hatta bir süre adım atamadım. Sonra düzeldi geri döndük ve amcanlara gittik. Tabi ki orda çok stresliydim sürekli acaba ne olacak diye düşünüyordum. Ordan çok geç olmadan kalktık ve eve geldik.
Eşyalar zaten hazırdı, son kez kontrol ettikten sonra ben dua etmeye ve hurma yemeye başladım
O gece hem sana kavuşacak olmanın heyecanı hem de acı çekeceğim düşüncesiyle biraz gergindim. Ama kendime ‘kolay bi şekilde doğum yapacağım’ düşüncesini o kadar telkin etmiş ve buna o kadar inanmıştım ki uyumakta çok da zorlanmadım. Sabah erkenden uyandık. Ben banyo yaptım.Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanıp evden son defa iki kişi olarak çıktık
Dışarda 10-15 dk yürüyüş yaptıktan sonra hastaneye gittik. Orada bizi anneannen, deden ve Yıldız yengen bekliyordu. Yatış işlemlerini yaptırdıktan sonra ben direkt üst kata muayenehaneye çıktım. Doğumhaneye gitmemiz gerektiğini söylediklerinde açıkçası çok korktum çünkü hemen oraya gideceğimi düşünmüyordum.
Doğumhaneye indik, içeriye uzunca bir süre kimseyi almadılar. Yalnız kalmıştım, telefon da çekmiyordu ve ben kendimi kötü hissediyordum Sonra beni nst’ye bağladılar ve biraz sancı gelmesini bekledik. Bu arada saat 10:30 civarıydı. Öyle bir müddet yattım sancı çok fazla olmadı saat 12 civarı bana suni sancı serumu taktılar. İlk önce çok fazla geldiği için çarpıntı yaptı, sonra biraz kısmalarını söyledim. Ondan yarım saat sonra da epidural yaptılar. Epidural iğnesini yaparken tansiyonum düştü. Biraz orda yattım, doktor sonra devam etti. Saat 13 gibi sancılar gelmeye başladı. Ara ara geliyordu fakat dayanılmayacak gibi değildi. Bu arada 10-15 dakikada bir ebeler ve doktor açıklığı kontrol etmek için geliyorlardı. Ve doğum süreci çok hızlı ilerliyordu. Sancılar gelmeye başlayınca yanıma birisinin gelmesine izin verdiler ve Yıldız yengen geldi. Baban da bana marketten çikolata, meyve suyu gibi şeyler almıştı. Arada da onları yiyordum ki enerjim tükenmesin
Saat 15’ten sonra sancılar biraz daha artmaya başladı. Bu arada ben sürekli dua ediyordum. Dışarda da halamlar ve annemler beni bekliyordu. Saat 16’da odaya doktor geldi. Beni muayene etti ve ‘bebek geliyor,hemen doğumhaneye gidiyoruz’dedi.
Ayağa kalktım ve yürümekte çok zorlanarak doğumhaneye gittim. Doğum masasına oturdum. Sancılar geldikçe seni dışarıya ittirmeye çalışacaktım. İşte bu süreç benim için zordu Başın bir tane kemiğe takılmıştı ve boynuna kordon dolanmıştı. Bu yüzden doğumun hemen olması için ebeler karnıma çok fazla bastıdı. Çünkü oksijensiz kalabilirdin. Bu esnada canım çok fazla acıdı
Saat 16:18’de ise nihayet doğmuştun. Seni ilk gördüğümde o kadar küçük gelmiştin ki gözüme, ve de bir o kadar çirkin…
Sonra hemen ağlamaya başladın, göbek bağını kesip seni önce tarttılar sonra da boyunu ölçtüler. Ultrasonda 3.300 gr gözükmesine rağmen 2.810 gr doğdun. Boyun da tahmin ettiğimden kısaydı 49 cm Ama hemen büyüdün zaten…
Seni daha sonra masa gibi bir şeyin üzerine koydular ve ben 40 dakika kadar daha doğumhanede kaldım. O esnada senin üzerinde bir şey yoktu. Biraz üşüdün galiba, eşyalarını alıp giydirmekte geç kaldılar ben de sinirlendim Üzerini giydikdikten sonra seni çocuk doktorunun muayene etmesi için dışarıya çıkardılar. Sonra da Yıldız yengene vermişler. O da doğumhanenin kapısından bizi bekleyenlere seni göstermiş ve orada ilk fotoğrafın çekilmiş
Doğumhanedeki işimiz bittikten sonra ise bir saat dinlenmek üzere başka bir odaya geçtik. Orada anneannen ve Yıldız yengen vardı. Sonradan Nevin teyzen de geldi. Seni emzirmeye çalıştım, çok küçük olduğun için hiç gücün yoktu Ve de benim karnımda amniyotik sıvı yutmuşsun o yüzden boğazın tıkalıydı ciğerlerinde bile o sıvıdan varmış. Bu yüzden ilk gün emmekte zorlandın. Kan şekerin düştü. Sana şırıngayla mama vermeye çalıştılar, onu da çok içemedin. Bir iki çay kaşığı içtin. Ondan sonra da hiç mamayı ağzına sürmedin, seni hep emzirdim… bundan dolayı çok mutluyum
Neyse hikayeye devam edelim Alt kattaki odada bir saat kaldıktan sonra normal hasta odasına çıktık. Ben tekerlekli sandalyede sen de bebek yatağında… Bu esnada zaten saat 18 civarıydı. Ben kendimi kötü hissediyordum. Ayağa kalktığımda başım dönüyordu ve dikişlerim acıyordu. Sonra odaya fotoğrafçı geldi, fotoğrafları çekti. Yavaş yavaş ziyaretçilerimiz gitmeye başladı ve hastanede yanımızda baban ve anneannen kaldı. O gece biraz zordu tabi ki.. Seni emzirme çabaları, benim acılarım falan derken saat epey ilerledi.
Gece saat 12 gibi baban aşağıya arabada uyumaya inmişti, anneannen de dışarıya çıkmıştı. Sen yatakta yatıyordun. Bir anda öksürmeye başladın, nefes alamadın, yüzün kıpkırmızı oldu… ve ben o kadar korktum ki, dikişlerin acısından kalkmakta çok zorlanıyordum normalde ama o an acıyı fark etmeden kalktım ve seni aldım. Anneanneni çağırdım, o da hemşireyi çağırdı ve seni alıp yoğunbakıma götürdüler, orada mideni yıkamışlar Ertesi gün öğlen hastaneden taburcu olduk evimize geldik. Ve artık Asude’li günler başlamış oldu
İlk zamanlar biraz zor olsa da zamanla alıştık birbirimize, seni emzirmek, seninle uyumak, konuşmak, oynamak hepsi çok güzel, bazen huysuzluk etsen de biraz uyusa da dinlensem desem de uyurken bile özlüyorum seni,şimdi olduğu gibi Seni çok sevdim ben iyi ki doğmuşsun
yavruagzi Annenin Doğum Hikayesi
Aslında bunu yazmak için çok geç kaldım. Şimdi tam dört aylıksın… Çok büyüdün çok hareketlisin, sürekli gezmek dolaşmak ve ilgi istiyorsun neyse gelelim doğu