Doğum Boyu: 50
Doğum Kilosu: 3330
Doğum Tipi: Normal
Hastane: Marien Krankenhaus Siegen Almanya
Eşim ve ben koyu Beşiktaşlıyız.
Bir hafta sonra doğması gereken çocuk
19.03.11 de doğdu:)
Beşiktaşın kuruluş tarihi: 19.03.1903!!
Hayalimdeki meslek anaokulu öğretmeni olmaktı 4 yıl çalışarak çabalayarak oldum. Hayalimdeki aşk eşimdi. 10 yıl acıyla hasretle bekledim kavuştum. Hayalimdeki çocuk Alimdi. Ne olduğunu anlamadan doğurdum:) Hamileliğim boyunca bir türlü o filmlerdeki dizilerdeki gibi hissedemedim. Hamile olduğumu öğrenince çok sevindim ama ayriyetten bir annelik duygusu saramamıştı beni henüz. Eşim hep karnın büyüsün o zaman değişir hislerin derdi. Eee karnım büyüdü ben hala aynı ben.Çok rahat ve güzel bir hamilelik geçirdim. Çok ekşi yedim. Kız olacak derlerdi. 24 martta doğması gerekiyordu. Fakat 9 ay boyunca yerinde duramayan Alim 18 Mart gecesi harekete geçmişti bile çoktan. Ta o zaman belliydi sıpamın hiperaktif olacağı. Hiç sancım yoktu sadece suyum gelmişti. Apar topar hastaneye gittik ve ben hala işin ciddiyetinin farkında değildim. Rüyadaydım sanki. Sancım gelene kadar bekledim. Alimi bekledim. Öğrenci yıllarımda rüyamda bir oğlum olmuştu ve adını Ali koymuştum. Eşim sağolsun isteğimi kırmadı ve onlarca güzel isimden vazgeçti. Neyse...
Çok güzel bir odaya aldılar beni. Sancım gelince doğumhaneye alacaklar sanıyordum. Meğer o rahat yatak odası gibi oda doğumhanenin ta kendisiymiş. 19 Mart öğleden sonra sancılarım başladı. Eşim annem ve kardeşlerim uykusuz ve sabırsız gözleriyle bana bakıyorlardı ama ben çok soğuk kanlıydım. Çok panikçi biriyimdir aslında ama her nedense o gün çok rahattım. Hiç ummadığım bir anda doğum başladı. Bir saat bile sürmedi. Eşim elimi doğum boyunca hiç bırakmadı. O benden daha heyecanlıydı yazık ve acı çektiğimden dolayı gözlerindeki yaşlar akmamak için sımsıkı tutunuyorlardı sanki kirpiklerine. Güçlü bir çığlıktan sonra Alim yorgun argın kollarımda yatıyordu ve mis gibi Ali kokuyordu. Göbekbağında sımsıkı bir düğüm vardı. Doktorum ebeler hepsi hayretler içersindeydi. Biz de tabi. Bağı kesmek için doktor bana makası uzattı ben de eşime verdim makası. O mutluluğu onun tatmasını istedim. Gücünü yitiren yaşlar pıtır pıtır akarken eşimin gözlerinden makası eline aldı ve Alimi bana bağlayan bağı kesti. Alim artık kucağımdaydı ama nedense ben hala aynı bendim ve annelik hissi olmamıştı. Çok şaşkındım. Bir süre annemle kardeşlerimle eşimle sarılıp öpüştükten sonra beni Alimle biraz yalnız bırakmak istediler. İşte o an ne olduysa oldu. O kadar büyük bir heyecan sarmıştı ki içimi neye uğradığımı şaşırmıştım. Ağlamaya başladım ve o mutluluktan akan tatlı damlalar bir türlü dinmek bilmedi. O an anladım ki BEN ANNEYİM…
Dünyanın en güzel duygusuymuş bu. Şimdi ise o anlardaki Aliden eser yok. Sessiz sakin kucağımda yatan Ali bir fırtına gibi esiyor evde. 10 aylık ama 18 kilo 80 cm. Buna rağmen nasıl bu kadar hareketli olabiliyor bu çocuk anlamıyorum. Ama yine de onu hayatımdaki herkesten ve her şeyden çok ama çooook seviyorum. (Seni çok seviyorum Tombik Alim)
Tombikali Annenin Doğum Hikayesi
Eşim ve ben koyu Beşiktaşlıyız. Bir hafta sonra doğması gereken çocuk 19.03.11 de doğdu:) Beşiktaşın kuruluş tarihi: 19.03.1903!!
Hayalimdeki meslek a