pinarsu Annenin Doğum Hikayesi

Ben regl günüm geçmeden hamile olduğumu hissetmiştim. inanılmaz bir şey. Hatta eşime hayatım bugün kaza yapmış olabiliriz demiştim:) Olsun küçük göbülüğümüz ol

Doğum Boyu: 51 cm
Doğum Kilosu: 3.460 g
Doğum Tipi: Sezaryen
Hastane: Ufuk Ünv. Hast.
Ben regl günüm geçmeden hamile olduğumu hissetmiştim. inanılmaz bir şey. Hatta eşime hayatım bugün kaza yapmış olabiliriz demiştim:) Olsun küçük göbülüğümüz olur demişti oda (göbülük: yeni doğmuş keçi yavrusu:)). Neyse 10 gün geçti, kendimi hamile gibi hissediyordum. Ağır birşey kaldırmıştım, sonra eşime kızdım neden kaldırttın hamile olabilirim dedim. Eşim saçmalama daha günün bile geçmedi dedi. Birkaç gün sonra hafif bir lekelenme oldu yanılmışım dedim ama lekelenmenin devamı gelmedi. Regl olmam gereken günden 4 gün sonra doğumgünümdü. O gün test yapacağım dedim ve o gün geldi. Test yaparken elim ayağım titredi, çok heyecanlandım ve evet hamileydim. Bir test daha aldım emin olmak için onda da çift çizgi :)))). İşimin çok yoğun ve stresli olmasından mıdır bilmiyorum ama ufak bir kanama geçirdim, lekelenme gibi:) yüreğime iniyordu. Gece hastaneye gittik. İğne yaptılar. Neyseki bir sorun yokmuş. Ama 5 gün dinlen fazla hareket etme dediler. Ben ne yaptım: olmaz 5 gün, 2 gün en fazla, işte bensiz idare edemezler dedim. Ne kadar aptalmışım. Şimdiki aklım olsa 1 ay gitmezdim. Neyse 2 gün sonra işe başladım. Bir sorun olmadı ama şimdi çok pişmanım. Ya olsaydı… 34. haftada falan ben perişandım. Aşağıya aşırı baskı hissediyordum. Tabi kimse bana inanmıyor sana öyle geliyor ilk defa hissettiğim bir duygu olduğundanmış. Doktora gittiğimizde evet bebek aşağıda kafasını iyice yerleştirmiş deyince tabi beni anladılar. 38. Haftada kurban bayramı vardı. Allahım nolur bayram geçsin dedim. Doktorum tatile gider diye. 38 hafta 3 günlükken bebeğin gelişimi 40 haftaya uyumlu, müsait alabiliriz demişlerdi. Bebeğim 38 hafta 5 günlükken ameliyat masasındayım. Stresten donuyorum. Bacaklarım titriyor. Bir ara haftaya doğuracağım ben diye bağırmak istedim. Sonra haftaya da olsa, yine doğuracağım diye düşündüm. Olsunda bitsin dedim. Ama bir sorun olacağını hissettim sanki. Öleceksem de bebeğimi alsınlar dedim. Nerden çıkardıysam ölümü! hissettim mi ne? Doktorumda çok rahattı. Yarım saat sonra hiçbir şey olmamış gibi hissedeceksin dedi. Tabi nerdeeee? Damarlarım çok incedir. Çok zor bulunur. Tabi bulamadılar, canımı acıtmakta istemiyorlar. Of nereyi deliyorsanız delin bulun şu damarı dedim artık. Neyse genel anestezi ile bayıldım. Sonra uyandım ama nefes alamıyorum. Sesim de çıkmıyor. Delirmek üzereyim. Bana bir şey olacağını hissettiğimde aklıma ilk annem, abim, gelirdi. Babam torunlarla avunur derdim. Ama annemle abim acıma dayanamaz derdim. Çok ilginç ama o anda aklıma tek gelen bebeğimdi. Yüzünü bile görmediğim, sesini duymadığım bebeğim. Aklımdan geçenler şunlardı: Allahım onun büyüdüğünü göremeyeceğim. Ya bebeğime güzel bakamazlarsa, babası tek başına bakamaz. Annemler bakar, annem çok sever ama yeğenlerim küçük, ya bilmeden canını acıtırlarsa. Acaba babam Irmakla Hazar’ı (yeğenlerim) ön planda tutup kızımı ezdirir mi? (bunları daha sonra anlattığımda babam bana çok kırılmıştı. Ben sensiz nasıl yaşarım, nasıl kızını ezdiririm dedi, ağladık). Ve bunları düşünürken ölümü kabullenmiştim. Nefessizlikten öleceğim dedim. Ama ölüm bu düşüncelerimin yanında çok hafif kaldı. Yani ölmekten beterdi hissettiklerim. Sonra yaşayacağım dedim. Kızımı annesiz bırakmayacağım. Onu büyüteceğim hep yanında olacağım ve şimdi beni duyacaklar dedim. 5 dk sonra içeri Ebru doktor girdi. Ebru uyanmadı dediler. Bana uyanık mısın dedi. Kafamı sallayabildiğimi fark ettim. Peki nefes alabiliyor musun dedi. Hayır anlamında başımı salladım. Ebru doktoru annem göndermiş. Yakasına yapışmış. Ebru git kızımı getir, uyanmadı demiş. Oda nasıl olur diye dalmış. Canım annem. odama çıkarken çok bağırıyordum, canımın acısından. Bayıltın beni dayanamıyorum dedim. Taaki güzel yavrumun yüzünü görene kadar. Eşim bak çok güzel bir kız doğurdun dedi. Bebeğimin yüzünü görünce acılarım dayanılır bir hal aldı sanki. ama eşimin suratını görmeniz lazımdı. kızımıza öyle tatlı, öyle inanılmaz birşeye bakar gibi, öyle sevgi dolu, öyle bu benim parçam gibi bakıyorki, ne bilim sanki kendi bebekliğini görmüşde ne kafar tatlıyım dermiş gibi bakıyordu. ki o ifade de bana güç verdi. Tabi bu arada benim ciğerlerim çok oksijensiz kalmış. 3 gün oksijen verdiler. Bu arada uyanamama sebebim: rokronyum denen bir maddeye alerjim olmasıymış. bunu tespit edememeleri ayrı bir hata zaten, zaten anestezist işaretli bozuk olanlara baktı ve birşey demedi ilk gördüğünde. herşey yolunda dedi sadece. ama birsürü işaretli değer vardı. kadın doğum doktorumuzda çok tanınmış iyi bir profesördür ama işte yaşayacağın varsa, anastezistten bile yaşayabiliyorsun. paranla rezil olmak böyle birşey heralde. Allahıma çok şükür şimdi herşey yolunda. ve kızım çok tatlııııı, ısırmalık, hatta tam yenmelik:) çok yazmışım:(