Doğum Boyu: 53
Doğum Kilosu: 4010
Doğum Tipi: Sezaryen
Hastane: Özel Orahayim Balat Hastanesi
O ilk gün; çift çizgiyi gördüğümde o kadar uzak geliyordu ki seni kucağıma alacağım an. Sanki saatler, günler,aylar geçmeyecek, sen hep benim içimde yaşayacaksın ve ben senin o eşsiz kokunu hiç içime çekemeyecektim.
Ama gün geldi doktorumuz 'aniden yarın alalım, daha fazla durmasının bir anlamı yok' diyiverdi babanla bana. O an öyle şaşırdım ki. Kontrolümüz yapıldı ve her şey normaldi. Sen birazcık şişko bir kız olduğun için sezeryan olmak zorunda kalmıştım ama şikayetçi değildim. Yeter ki sen sağlıkla kucağıma gel başka bir şey istemiyordum. Salıydı doktora gittiğimizde. Biz doğumun Perşembe olmasını istedik ki babanda iş yerinden sadece iki gün için izin alsın.
Ve Çarşamba akşamı son kez bir bedendeydik seninle. Heyecanlı yada korkulu değildim. Baban benden beterdi. Dile getirmese de beni kaybetmekten korkuyordu ve endişeliydi. Sabah oldu. İşte o mükemmel gün gelip çatmıştı. Sabah 9 da hastanedeydik ve odamızın hazırlanmasını beklemeye başladık. Boş birsürü oda vardı ama ben ısrarla o oda olsun istiyordum. Bu sırada tahlillerimiz yapılmaya başlamıştı bile. Beklemeye devam ederken saat 11 e yaklaşmıştı ve Çiğdem ebe geldi yanıma. Bana sarıldı ve gel gezelim biraz diyip beni resmen kaçırdı babanın ve anneannenin yanından. Ne olduğunu anlayamadan kendimi sonda takılı, ameliyat önlüğü giydirilmiş bir şekilde odamda buldum. Neyseki beni direk ameliyathaneye kaçırmadı çatlak eben. Belki de benim 'bi kocamı görseydim ayol' şikayetlerim onu vazgeçirdi hamile kaçırma operasyonundan. Baban ve anneannen haricinde bir sürü insan vardı odada ama kimlerdi hatırlamıyorum valla. Artık gitme vaktiydi ve beni sedyeye yatırdılar. Bende hala korku yoktu. İçin öyle huzur doluydu ki. O an 'belki de sevdiklerimi son kez görüyorum' dedim kendime.
Artık ameliyathanedeydik. Başımda bir anestezi uzmanı 'göbek adı Leyla olacak yoksa bayıltmam seni' diyip duruyordu. Birileri de 'Fenerbahçe fenerbahçe' diyip duruyordu göbeğime doğru. Deli mi bunlar yahu diyordum kendime. O an doktorumun sesini duydum. İçerdeydi ama ben göremiyordum ki kimseyi. Her şey hayal gibiydi. 'Şimdi üşüyeceksin, göbişine bişeyler sürmem lazım' dedi. Başımda ki Anestezi uzmanı doktoruma hazır olup olmadığımızı sordu. 'Hazırız' cevabını aldıktan sonra bana 'İyi uykular' dedi.
Uyandığımda hıçkırıklarla ağlıyordum. Sebebini bilmiyorum. Sanki başımda binlerce insan vardı ve hepsi bana 'ağlamasana canım amannn sende' gibi cümleler kuruyordu. Odama geldim. Herkes ordaydı ama ben yine göremiyordum. Baban gözyaşlarımı silmeye çalışıyordu ama nafile. Doğumdan sonra hiç canım yanmadı. Halbuki sezeryandan çok korkuyordum ben. Hep Allah korusun diyordum. Ama korktuğum hiçbirşey olmadı. Sanırım bunun sebebi moral, sabır ve sevgi. Şimdi odaya gelişimi, seni kucağıma alışımı seyrediyorum da bazen şaşırıp kalıyorum. İnan hiç ama hiç hatırlamıyorum o anları.
Sonra işte o müthiş anı yaşadık birlikte. Sen kollarımdaydın. Öyle bir ağlıyordun ki. Sanırım benim gözyaşlarımın bitmek üzere olduğunun farkındaydın. Kokunu içime çektim. Ohhhh misler gibiydin. Hemen emzirmem için seni bana verdiler. Zorlandın, süt gelmediği için sinirleniyordun. Ve ben hala ağlıyordum.
Şimdi evimizdeyiz seninle ve sen şu an tam 15 günlüksün. Seninle olmak Allah'ın mucizelerinden biri olsa gerek diye düşünüyorum. Bu mutluluğu tarif etmeye hiçbir sözlükte kelime bulunmaz herhalde. Sanki babanla ben senden önce eksiktik ve sen geldin her şey tamam oldu. Kızım, İremim İyi ki geldin be annem. Gelirken yanında getirdiğin melekler her zaman seni korusun. Hiç üzülme. O pıt pıt atan kalbini kimseler kıramasın. Kimseler sana kötü gözle bakamasın. Babanla ben seni çok seviyoruz.
03.11.2007
iremlihayat Annenin Doğum Hikayesi
O ilk gün; çift çizgiyi gördüğümde o kadar uzak geliyordu ki seni kucağıma alacağım an. Sanki saatler, günler,aylar geçmeyecek, sen hep benim içimde yaşayacaks