Preeklampsi nedir?
Hamilelik döneminde ortaya çıkan yüksek tansiyondur. Genellikle 20. haftadan sonra görülür. Tansiyonun aniden yükselmesi, aşırı ödem ve idrarda protein bulunması ile tanımlanan bir hastalıktır. Ancak, hamile kadınların çoğunda görülen şişliğin preeklampsi sorunu yaşadığın anlamına gelmediğini belirtelim. Ayrıca, preeklampsi olmadan da yüksek tansiyon sorunu yaşıyor olabilirsin. Bu sebeple preeklampsinin belirtilerine bakman yararlı olabilir.
Gebelik zehirlenmesi belirtileri nelerdir?
Yüksek tansiyon ve şişkinlik yaşamanın preeklampsi sorunun olduğu anlamına gelmediğini söyledik. Peki, böyle bir durumun olduğunu anlamanı sağlayacak preeklampsi belirtileri nelerdir? Aşağıda sıraladık.
-
Aşırı yemek yemeye bağlı olmayan kilo artışı (Doğrusunu öğren: Hamilelikte Kilo Alımı Hakkında Merak Ettiğin Her Şey!),
-
Ellerde ve yüzde belirgin derecede şişme,
-
Ayak bileklerinde sık sık ayakta durmamana ve dinleniyor olmana rağmen geçmeyen şişkinlik (6 Maddede Hamilelikte Ayak Şişmesi) yazısına bakmanı öneririz.),
-
Nedeni bilinmeyen baş ağrıları (Neden olur, nasıl geçer: Hamilelik Döneminde Baş Ağrısı),
-
Mide ve yemek borusunda acıma,
-
Vücutta kaşıntı (Hamilelikte Kaşıntı ve Gebelik Kolestazı Hakkında Bilmen Gereken Her Şey),
-
Bulanık ya da çift görme,
-
Reflekslerde artış gebelikte preeklempsi belirtileri arasındadır.
Bu yazıda ilgini çekebilir: Gebelikte Hangi Ağrılar Tehlikeli, Hangileri Tehlikesiz?
Gebelik zehirlenmesi neden olur?
Bakalım gebelik zehirlenmesi nedenleri neler? Aslında preeklampsiye neyin neden olduğu tam olarak bilinmiyor. Ancak, aşağıda belirttiğimiz durumların hamilelik zehirlenmesi ile ilişkisi olduğu düşünülüyor.
1- Genetik etkiler:
Preeklampsi risk faktörleri arasında fetüsün genetik yapısının etkili olduğunu düşünen araştırmacılar vardır. Bu durumda, annen ya da bebeğinin babasının annesi gebe olduğu sırada preeklampsi geçirdiyse, senin geçirme ihtimalin artar.
2- Damar sorunu:
Genellikle kadınlar hamileyken, damarları genişler. Gebelik zehirlenmesi yaşayanların ise, damarlarının daraldığı gözlemlenmiştir. Bu sebeple, damarların daralmasının preeklampsi oluşumuna etki ettiği düşünülür.
3- Diş eti rahatsızlığı:
Diş eti rahatsızlığı olan hamile kadınların, diş etleri sağlıklı olan kadınlara oranla daha çok preeklampsi sorunu yaşadıkları tespit edilmiştir. Bu durumun sebebinin diş eti sorunlarının gebelik zehirlenmesine yol açan kimyasalları üretiyor olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Bak bakalım: Hamilelikte Diş Bakımı Yapman Neden Çok Önemli?
4- Bağışıklık sisteminin hamileliğe tepkisi:
Bebeğin ve plasentanın annenin vücuduna alerji yaptığı varsayımına dayanır. Bağışıklık sistemi bebeği yabancı bir varlık olarak algılamakta ve buna karşı tepkime oluşturmaktadır.
Anne karnındaki bebeğe ondan yakını yok: 10 Maddede Plasenta ile İlgili Her Şey
Gebelik zehirlenmesi tekrarlar mı?
Gebelik zehirlenmesi yaşayıp tekrar doğum yapanlarda risk ne durumda?İlk hamileliğinde preeklampsi geçirdiysen, ikinci gebelikte preeklampsi riski 3’te 1’dir.
Preeklampsi doğumdan sonra geçer mi?
Preeklampsi, hamilelikte çok ilerlemediyse doğumdan sonra azalar ortadan kaybolur. Bazı durumlarda doktorun doğumdan sonra ilaçlarını bir süre daha kullanmanı önerebilir. Nadir durumlarda preeklampsi doğumdan sonra ilerleyebilir.
İlk hamileliğinde preeklampsi ile doğum yapanların ya da hamileliğinin erken döneminde preeklampsi teşhisi alanların bu riski daha da yüksektir.
Gebelik zehirlenmesi tedavisi nasıl olur?
Hamileliğin sırasında düzenli olarak doktor kontrolünden geçiyorsan, preeklampsi erkenden teşhis ve tedavi edilebilir. Bu anlamda, rutin kontrollerden geçmek, bu sorunu fark etmenin en iyi yoludur.
Ayrıca semptomları takip etmen ve doktorunu bedeninde gözlemlediğin değişikliklere dair bilgilendirmen hem gebelikte preeklampsi tedavisi için hem de karşılaşabileceğin diğer sorunların erken tespiti için en iyi yöntemdir.
Preeklampsi teşhisi koyulduysa, her doğum öncesi muayenede kan basıncın ölçülecektir. Evde yatak istirahati ile tansiyonun ve fetüsün izlenmesi preeklampsi tedavisinde görülen yöntemlerdir.
Yatak istirahati, böbreklerinin daha iyi çalışmasını ve rahme giden kan akışının artmasını sağladığı için tercih edilir.
Eğer yatakta istirahat yöntemiyle belirtiler iyileşmiyorsa, doktorun hastanede kalmanı ve bebeğin doğabilecek kadar büyüdüyse doğumu gerçekleştirmeyi önerecektir.
Bu anlamda, bebeğinin doğumunun dışında preeklampsinin kesin bir tedavisi yoktur. Doğum sonrası preeklampsi tedavisine gerek kalmadan, doğumdan sonra hızla normal tansiyon düzeyine dönüldüğü görülür.
Beslenmen de bu konuda önemli: Hamilelikte Yenmemesi Gerekenler!
