Bebeğin uyuduğunda neler yapıyorsun?
Tüm gün çocuğunun peşinde koşuyorsun. Yemekti, çamaşırdı, ütüydü derken tek derdin onun ihtiyaçlarını karşılamak. Sıcak sıcak bir kahve veya çay keyfi yapmayalı ne kadar zaman oldu, bir düşün bakalım ya da kanepeye ayaklarını uzatıp oturmayalı?
Bir tanecik yavrunun uyumasını bekliyorsun bunları yapmak için değil mi? O uyuyunca da ne yapacağını şaşırıyorsun. “Acaba kahve mi içmeli yoksa yemek mi yapmalı, yok yok ütüler ne olacak, bu çocuk uyanınca ne yiyecek, etraf oyuncaktan görünmüyor, kim toplayacak?” derken hepsini uyku saatine sığdırmanın çok zor olduğundan bahsediyor Akademisyenanne. “Ne kadar da beni anlatıyor.” dedin mi bunları okurken? E hadi artık kendine zaman ayırmanın vakti!
Bak bakalım ne kadarı seni anlatıyor: Anne Olduktan Sonra Hayatında Değişen 8 Şey
Keyif aldığın aktiviteleri askıya alma
Akademisyenanne, Doğan Cüceloğlu’nun bir sözünü paylaşıyor, tam da bu duruma uygun.
Gördüğün üzere, bir anne olarak kendine zaman ayırmalı ve kendinin önemli olduğunu hiçbir zaman unutmamalısın. Keyif aldığın aktiviteleri sonsuza dek dolabın üzerine kaldırmayacaksın ki çocuğun da seninle birlikte nefeslerin en güzelini alabilsin.
Evet, onu çok seviyorsun, uyusun diye gözlerinin içine bakıp uyuyunca da fotoğraflarına bakıyorsun. Fakat biraz da o olmadan dışarı çıkmak, eşinle bir yemeğe, sinemaya gitmek, hatta ve hatta bazen çocuğunla babasını yalnız bırakıp dostlarınla kaçamak yapman gerek. Akademisyenanne, bu küçük kaçamakların seni çocuğuna karşı daha sabırlı yapacağını söylüyor.
O zaman ne yapıyoruz? Çocuğumuzla daha keyifli vakit geçirmek için kendimize zaman ayırmaktan korkmuyoruz. Gerek anneanne gerek babaanne gerekse eş, biraz nefes almaya ihtiyaç duydukça onlardan yardım istemeyi unutma.
Her şey bebeğin için süper olsun diye didinirken nasıl göründüğünü hiç düşündün mü: Bir Bebeğin İç Sesi: Anneme Neler Oluyor Böyle?
Alışma sürecini aşamalandırmaya çalış
Akademisyenanne, doğum izni biterek işinin başına dönme vakti gelen anneleri de unutmuyor. Bir bebeğinin olması artık çalışamayacağın anlamına gelmiyor biliyorsun ki. Önemli olan çocuğunun yaşı kaç olursa olsun, kim, nerede bakacak olursa olsun, geçiş sürecini yumuşatman. Böylelikle hem sen hem de bebeğin sürece daha kolay alışıyorsunuz.
Buraya da şöyle bir bilgi bırakalım: Çalışan Anne ve Babaların Dikkatine: Çalışan Ebeveynlerin Bebeklerin Uyku Düzenine Etkisi!
İşe başlayan annelere, kendi deneyimlerinden yola çıkarak tavsiyelerde bulunuyor Akademisyenanne. Kendisi de bu süreçte ne yapması gerektiğini söyleyecek bir kaynağa çok ihtiyaç duymuş. Seni iyi anlıyor yani. Gelelim tavsiyelere:
- Asla çocuğundan kaçarak evden çıkma. Çünkü senin yok olduğunu ve tekrar dönmeyeceğini düşünmesine sebep olabilirsin.
- Her gün evden çıkarken aynı cümleyi söyle (“Oğlum/kızım işe gidiyorum, öğlen geleceğim, seni çok seviyorum gibi.).
- İşe başlamadan önce, çocuğuna kimin, nerede bakacağının organizasyonunu yaptıktan sonra, mutlaka bir müddet beraber bakın ki hem bakacak olan kişi hem de bebeğin birbirlerine alışabilsinler.
- Mümkünse çocuğa ilk bir yıl bakım veren kişi değişmesin. Sen işe gittiğinde hep aynı kişiyle kalsın.
- İşten döndüğünde mutlaka çocuğunla sevgi dolu zamanlar geçir. Onu ne kadar özlediğini ve sevdiğini söyle.
- Kreşe de başlasa evde de bakılsa mutlaka alışma sürecini aşamalandırmaya çalış. Çocuğunu bakacak kişiye emanet edip kendin başka bir odada durarak başlayabilirsin bu duruma. Günde 15 dakikayla başlayıp otuz dakika, bir saate kadar çıkarabilirsin süreyi. Sonra sabah işe gidiyormuş gibi yapıp yan odaya geçebilirsin.
- Bu süreç gerçekten senin için çok zor evet ama yavrun ağlasa da sakın evden kaçarak çıkma. Çünkü bu ayrılık kaygısını artırıyor. Merak etme alışacak, hem de senden daha kolay bir şekilde alışacak. Korkma, zamanla her şey yoluna girecek.
Evet, kendine zaman ayırman konusunda artık hemfikirsek bu düşüncelerden kurtul: Annelerin Bitmek Bilmeyen Vicdan Azabı